Bir kafesteyim ruhum bunalır,
Düşündükçe içim daralır,
Senin yanın mumla aranır,
Bir gözük ne olur annem.
Dizeleri böyle giden bir şiir yazmıştım canım anneme yıllar önce. Onu anne olmadan asla anlayamadım; taki anne olana kadar. Meğerse ne zormuş anne olmak,dünyaya göğüs germek; kimi zaman dağlarda şahin olmak, kimi zaman düze inip kanadı kırılmış serçe gibi yara almak. Anlamadım... Anlayamadım yıllarca acısını, sevincini taki; sol yanımdan acı duyana dek. Oysa karşılıksız sevilmiştim, karşılıksız doyurmuştu karnımı, karşılıksız çekmişti nazımı ve yıllarca karşılık almamıştı verdiklerinin karşılığında. Hz.Muhammed' i doğuran kimdi? Ya Mevlanayı, Yunusu, Mustafa Kemal'ikim doğurmuştu? " Cennet anaların ayağının altında " sözünün aslı; cennet anaların alınan gönüllerinde gizli, kim ki ana gönlü alır, kendini cennette bulur. Bir anonim şiirde aynen şöyle yazıyor.’’Sol yanım çok acıyor anne.Hemde her gün acıyor anne her gün.’’neydi yazarın sol yanını acıtan? Hiç açmayalım o yarayı. Okşanamamak yada sofraya konulan bir tabak sıcak yemekte annesini hatırlayıp burnunun katlanılamayacak sızısımı, hangisi; en kötüsü annesizliği. Varmıdır dünyanın tüm acımasızlığına rağmem katlanılamayan tek acının anne acısı oluşu.
Çıkarmı gönülden o tatlı diller,
Sevgin ateş oldu bağrımı deler,
Çok usandım gönlüm seni gezer,
Gezerde bulamaz annem.
Elimizdeki en güzel varlığı kaybetmeden gelin onun değerini anlayalım sonra iş işten çoktan geçmiş olabilir. Hadi çok geç kalmadan keşke demeden... yarın sabah, yarın değil bu gece ve hatta şimdi hadi arayalım mı o eşsiz varlığı, vakit ayıramadığımız seni seviyorum diyemediğimiz tek insanı annemizi, çok özel bir varlığı... o kendini biliyor.
Perde Satıcıları Haber Editörü
Emel BENLİ