Özcanlar Perde  Halı Mobilya / Gerede

Haber: Emel Benli / Bolu / Gerede / Bu haber Davillo'nun Sponsorluğunda Yapılmıştır.

Çerçiçilikle köy köy dolaşarak ekmeğini helalinden kazanmanın mücadelesini veren Gerede’li bir babanın hikayesine, sizleri de ortak etmek istiyoruz.

Özcanlar Grubun Kurucusu Sayın Şaban Özcan’ın hayatından bir kesit dinlediğimiz ve kemiklerimize kadar hissettiğimiz sözlerini, hangi sektörden olursa olsun tüm gençlerimize örnek teşkil ediyoruz.

Yıllar önce çerçiçilikle (binek bir hayvanın üzerinde edilen seyahat ve yapılan ticaretin adı) başladığı hayatına; bu gün; bir perde ve halı mağazası, bir beyaz eşya ve mobilya mağazası ve bir giyim mağazası sığdırmıştır.

Her zaman helal kazancın ardından koşmuş, Allah’a şükrü dilinde teşbih etmiş, içinde bulunduğu zaman dilimine göre çok çok iyi yetiştirilmiş, tasavvuf kültürünü kendisine yol tayin etmiş Sevgili Şaban Ağabeyimizi dinlemeye doyamadık. Kendisini dinlerken, zaman geçmesin istedik.

Anılarına da yer verdiğimiz kıymetli büyüğümüzün bir birinden değerli evlatları ve torunlarıyla da tanışma fırsatı bulduk. Büyük oğlu Yaşar Özcan’ın ve küçük oğlu İbrahim Özcan’ın babalarını örnek almalarını ve babalarına saygıda kusur etmediklerini gördük. Tam bir Anadolu kültürüyle yetiştirildiklerine “ hal dili, gönül şivesi” ile müşterilerini ağırladıklarına şahitlik ettik.

Anladık ki, Şaban Özcan Hoca’nın eleğinden geçmişler.

Ne büyük şans…

Ne büyük mutluluk…

Ne demişti Yunus Emre;

Gezdim Halep ile Şam’ı

Eyledim ilmi talep

Meğer ilim bir hiç imiş

İlla edep, illa edep...

Edep sahibi bir Aileye bu gün Davillo aracılığı ile konuk olmak onurumuz olurken; Sayın Yaşar Özcan’ın sevgili oğulları Ali ve Yusuf’u da tanıma fırsatına nail olduk. Yusuf ve Ali’de dedelerinden aldıkları bayrağı dalgalandırmanın mutlu gururunu yaşıyorlar. Dedeleri Sayın Şaban Özcan’dan daha şanslı olan ve bu gün pişmiş bir yemeğin, kurulu bir sofranın etrafında oturuyor olmaları büyük nimet… Onları şanslı görsekte; atlamamamız gereken bir konuya dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Teslim edilen bu düzeni kaybetmemek ve üzerine koyarak yol almak aslolan bir gerçektir. Bu durumun farkında olan ve gayret içerisinde gördüğümüz Ali’nin ve Yusuf’un sorumlulukları babalarının ve dedelerinin sorumluluğundan daha ağır ve meşakkatlidir.

Taptuk Emre’nin dervişi olan Yunus Emre; dergaha odun taşımakla görevlidir. Ve Kırk yıl odun taşıdığı dergaha; bu süre zarfında tek eğri odun getirmez. Yunus’un bu hayat felsefesini Ali’ye ve Yusuf’a tayin eden ve kendisi gibi doğru torunlar yetiştiren Şaban Özcan’a saygılarımızla…

Ömrün uzun olsun büyük çınar…