Bazen perdeyi sadece bir kumaş zannederiz. Oysa perde, evin ruhunu örter, insanın mahremiyetini sarar, yaşam alanlarını güzelleştirir. Perdeciliğin özü de işte tam burada saklı: Biz yalnızca ürün değil, his satarız. Evlerin duygusunu tasarlarız.
Yıllardır bu sektörün içinde olan biri olarak şunu söyleyebilirim: Perde satmak kolay iştir, ama güven kazanmak asıl meziyettir. Müşteri, dükkânınıza bir perde almak için değil, huzur duymak için girer. Onu iyi anlarsanız, sadece bugünün değil, geleceğin müşterisini de kazanırsınız.
Bu günlerde fiyatlar, maliyetler, rekabet gibi konular gündemimizden hiç düşmüyor. Ama biz perde satıcıları olarak en büyük sermayemizin samimiyet ve güven olduğunu unutmamalıyız. Kumaşın kalitesi önemlidir ama onu hangi niyetle sunduğunuz, hangi sözlerle anlattığınız daha da önemlidir.
Ben, bu yazıyı okuyan her meslektaşıma şunu hatırlatmak isterim: Bir müşterinin gözündeki güven ışıltısı, açılan en güzel fon perdesinden bile değerlidir. Ve bu ışığı yakalayabilmek için önce biz içten olmalıyız.
Kapımızı açtığımız her gün, sadece satış yapmaya değil; dostluklar kurmaya, güven inşa etmeye, bir evin atmosferini güzelleştirmeye niyetlenmeliyiz. Çünkü biz sadece esnaf değiliz; yaşam alanlarına ruh veren tasarımcılarız.
Gelin bu ay, müşterimize sadece fiyat listesi değil, içten bir selam da verelim. Çünkü biz “perdeci” değil, “güven tüccarıyız.”
Perde… Asırlardır sadece penceremizi değil, hayata bakışımızı da süsleyen bir örtü. Tül olur mahremiyetimize zarafet katar, fon olur yaşam alanımıza kişilik verir. Ama perde satıcılığı? O başka bir meziyet. O, yıllarca ürün satmak değildir. O, gönüllere dokunmaktır.
Sevgili meslektaşlarım, sektörde ne yaşarsak yaşayalım; rekabet ne kadar sert olursa olsun, bizim en büyük farkımız “insan kalabilmek” olsun. Enflasyon artar, döviz oynar, maliyet değişir… Ama güven değeri asla düşmez.
Emel Benli
