Çalışarak üretmenin ne kadar önemli olduğunu; bırakın şahısları, bir milleti, hatta bir ülkeyi kalkındırdığını ve o toplumun refah düzeyini artırdığını artık hepimiz çok iyi biliyoruz. Üretmek ile ilgili size Dünya ülkeleri üzerinden örnek verecek olursam; hepsi de üreterek refah düzeylerini yükseltmiş ülkelerdir.
Dünya refah seviyesinin en yüksek olduğu ülkeler “Legatum Global Refah Endeksi 2021 Yılı Verileri’ne” göre; zirvede 84 puanla Danimarka ve Norveç bulunuyor. İsveç, Finlandiya ve İsviçre 83 puanla bu ülkeleri takip ediyor. Türkiye ise 167 ülke içerisinde 56 puan ile 93. Sırada.
Vay halimize…
Bu da ne demek oluyor; üretmeyen, istihtam sağlamayan bir ülke anlamına geliyor. Oysa ki; üreten ve istahtam da pay sahibi olan, dışarıya tamamen bağımlılığını kesmiş bir ülkenin; insanlarının mutluluklarının ve yaşam kalitelerinin yüksekliğinin; içten dışa doğru açılımını yapacak olursak; önce anne ve babalar, sonra çocuklar, sonra o ülkenin tüm gençleri, bi bakmışsınız ki; o ülkenin bütün insanları mutlu ve hatta sağlıklılardır.
Büyük şehirlerden ziyade küçük şehirlerde mutluluk oranlarının daha yüksek olduğunu gösteren veriler göz önüne alındığında; Türkiye’nin pek çok küçük şehrinin olması da önemli bir özelliğimizdir.
Dünya’nın en mutsuz ülkeleri sıralamasında ise Afrika ülkesi ve Nijer yer almaktadır. Pakistan ve Gana ülkeleri de, bu iki ülkeyi takip etmektedir.
Bu ülkelerin tarihlerine baktığımız zaman; atalarının üretmeyişi yani tembel olmaları ve tabi ki coğrafi bakımdan da kurak ülkeler arasında olması önemli bir etkendir. Yıllarca sömürülmeleri de cabası olmuştur. Kısacası üretenle üretmeyen ülkeler arasında refah düzeyi bakımından çok büyük uçurumlar vardır.
Bu arada sosyal ve kültür düzeyi en yüksek ülkelerden İzlanda ve Danimarka da Dünya’nın en huzurlu iki ülkesi olmayı sürdürüyor. Okur - yazar oranları tablosunda tüm ülke insanının en az üniversite, en yükseği ise yüksek lisans mezunu olup; Dünyaca ünlü tıp profesörlerinin ve bilim adamlarının bu ülkelerden çıkmasını doğruluyor. Yani toplumsal yaşam kalitelerinin oldukça yüksek olması anlamına geliyor. Temizlik işçilerinin dahi üniversite mezunu olması şartı önemli bir göstergedir.
Yine yollar eğitim seviyesinden geçmekte ve eğitilmeyen ülkelerden üretmek ve yüksek refah seviyesi beklemek çok saçma olacaktır. Ülkemize ve milletimize lazım olan tek şeyin üretim imkanlarının sunulması doğrultusunda; şartların ve zeminin de elverişli olması gerekmektedir. Bu şartları sunacak olan devlet olsa da; her şeyi devletten beklemeyerek kendi göbeğimizi kendimizin kesme vakti gelmiştir.
Araştırmacı Sektör Yazarı - Proğram Sunucusu:
Emel Benli