Çok çalıştığımız rutin işimiz, her sabah çocuğumuzu gönderdiğimiz okulumuz, hafta sonları ziyaret ettiğimiz ebebeynlerimiz, hafta da bir saat bir kahve içimlik vakit ayırdığımız arkadaşlarımız, yemek kokmuştur bir tabak uzatalım dediğimiz aynı çatı altında yaşadığımız komşularımız ve hatta öyle ki; Peygamber Efendimizin “Cebrail, komşu hakkı üzerinde o kadar önemle durdu ki; neredeyse komşuyu komşuya mirasçı yapacak sandım” buyurduğu hadsisi şerif-ini yerine getirip çok nazik davrandığımız komşularımız; biz sadece bunlardan mı sorumlu muyuz acaba? Bu dünyaya bir geliş sebebimiz olmalı…
Kısacası komşuma iyi akşamlar dedim, komşum var mı bir ihtiyacın diye sordum ve kapımı kapattım. Yani ben, bu hayatta ki görevimi yerine yetirmiş mi oldum? Artık başımı yastığıma rahatça koyabilir miyim? Bir çiçek kokladım, eve giderken yolda birkaç hayvan sevdim. Şimdi ben insan mı oldum.
Yetimlerden, öksüzlerden, muhtaç yaşlılardan, çaresiz hastalardan, SMA ölümcül kas hastası bebeklerden, şehit yakınlarından, evsiz insanlardan, sokak çocuklarından, kışlalarda harçlığı gönderilemeyen askerlerden, saatlerce halk ekmek kuyruğuna giren insanlardan… Çaresizce organ nakli bekleyenlerden, dünyaya getirildikten sonra terk edilen bebeklerden, borcunu ödeyemeyip intihar edenlerden; haberim var mı? Yani ben ne kadar insanım.
Diyeceksiniz ki bütün bunlara yetemeyiz… Oysa ki yaşanmış gerçek bir hikaye var bilir misiniz? Sabaha kadar süren fırtınada deniz; Caretta Caretta’ları karaya vurmuştur. Bunu gören köylüler birbirlerine haber verip hayvanları denize geri yollamak için bir araya gelirler. Komşunun biri çok geç kalmıştır. Ve diğer komşular geç kaldığı için ona çıkışıp kızarlar. O ise yere eğilip bir Karette Karette’yi alıp denize atar. Bunu gören komşusu, bir can için mi geldin onca yolu der. “Evet bunun için geldim, bak bir can kurtardım. Buna değmez mi? Diye cevap verir. Oysa ki, büyüyüp karaya çıkan sadece bir Carette Carette, kuma bir seferde 100 adet yumurta bırakmaktadır. Yani o, bir can değil 100 can kurtarmıştır.
Gel sende bir SMA hastası bebeğe el uzat ve bir bebek değip geçme; bir hayat, belki de o bebekten; bir soy kurtaracaksın. Bir annenin gözyaşlarını silecek, bir annenin ömür boyu duasını alacaksın…